14 Ağustos 2009

IBDP A1 TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ OKUMA YÖNERGESİ

Sevgili Öğrenciler, 2009 – 2010 eğitim – öğretim yılında IBDP kapsamında sorumlu olacağınız A1 Türk Dili ve Edebiyatı dersi; öğrencinin sözlü ve yazılı anlatımının gelişmesine, edebi eserlere eleştirel ve sorgulayıcı bir tavırla yaklaşmasına, eserlerin biçim ve içeriğini ayrıntılı inceleyerek bireysel yargılara ulaşabilmesine, bunları kanıtlarla ortaya koymasına; kendi kültürünü yansıtan eserlerin yanında farklı kültürlere özgü eserleri inceleyerek bunları karşılaştırmasına böylece evrensel bakış açısının gelişmesine katkıda bulunmayı hedefler. • Bu ders, okulumuzda Türkçe olarak okutulacaktır. • Bu derste, öğrencilerin sözlü ve yazılı anlatımlarını, iletişim becerilerini geliştirmeye çalışmak temel amaçtır. Bu amacın yanı sıra farklı kültürlerin, farklı ulusların seçkin edebiyat yapıtları aracılığıyla öğrencilere uluslararası bakış açısı kazandırılmaya çalışılacaktır. • Öğrencilere edebiyat yapıtlarının nasıl inceleneceği ve çözümleneceği öğretilecektir. • Öğrencilere değişik dillerde oluşturulmuş, değişik kültürleri yansıtan metinlerle kendi kültürlerinin ürünü olan metinleri karşılaştırabilme, farklı yapıtlar arasındaki ilişkileri anlayıp değerlendirebilme olanakları sağlanacaktır. Dersimizde incelenecek ve çözümlenecek yapıtlar şunlardır: 1. “THE OUTSIDER”, WRITTEN BY ALBERT CAMUS (FRANCE) – ORIGINAL LANGUAGE “FRENCH” 2. “HOMO FABER”, WRITTEN BY MAX FRICH – ORIGINAL LANGUAGE “GERMAN” 3. “LEON I’AFRICIAN”, WRITTEN BY AMIN MAALOUF – ORIGINAL LANGUAGE “FRENCH” 4. “İŞTE İNSAN”, WRITTEN BY AZRA ERAT (DÜZYAZI – BEST SELLERS) 5. “KORKUYU BEKLERKEN”, WRITTEN BY OĞUZ ATAY (KISA HİKAYE – SHORT STORY) 6. “PEYGAMBERİN SON BEŞ GÜNÜ”, WRITTEN BY TAHSİN YÜCEL (ROMAN – NOVEL) 7. “BEN SANA MECBURUM”, WRITTEN BY ATTİLA İLHAN (ŞİİR – POETRY) 8. “DULLARA YAS YAKIŞIR”, WRITTEN BY ERENDİZ ATASÜ (KISA HİKAYE – SHORT STORY) 9. “AŞK BURADA OTURMUYOR”, WRITTEN BY NAZLI ERAY (KISA HİKAYE – SHORT STORY) 10. “SOLGUN DEMET”, WRITTEN BY HALİT ZİYA UŞAKLIGİL (KISA HİKAYE – SHORT STORY) 11. “SEÇME HİKAYELER”, WRITTEN BY ANTON ÇEHOV (KISA HİKAYE – SHORT STORY) 12. “SERGÜZEŞT”, WRITTEN BY SAMİ PAŞAZADE SEZAİ (ROMAN – NOVEL) 13. “GELMİŞ BULUNDUM”, WRITTEN BY EDİP CANSEVER (ŞİİR – POETRY) 14. “LEYLA’NIN EVİ”, WRITTEN BY ZÜLFÜ LİVANELİ (ROMAN – NOVEL) 15. “DIE VERWANDLUNG”, WRITTEN BY FRANZ KAFKA (ROMAN – NOVEL) Yukarıdaki listeden yaz tatilinde okunması gereken kitaplar altı çizilerek gösterilimiştir. Belirtilen kitapların yazın okunması; yıl içindeki yoğun çalışmalarımızı sağlıklı yürütebilmemiz açısından büyük önem taşımaktadır. Ancak bu, sıradan bir okuma olmayacaktır. İki yıl boyunca derslerimizde bu yapıtlarla ilgili inceleme – değerlendirme çalışmaları yapacağımız, daha da önemlisi oral presentation, paper sınavlarına hazırlanacağınız, extended essay yazacağınız için bu kitapları belirli ölçütlere göre okumanız gerekmektedir. Bu bağlamda aşağıdaki plana uygun olarak çalışmanız ve okuma boyunca bunlar ile ilgili düzenli notlar almanız daha sonraki süreçteki işlerinizi kurgulamanıza çok yardımcı olacaktır: A. ROMAN HAKKINDA BİLGİLER 1. Romanın adı 2. Romanın yazarı - çevirmeni 3. Basıldığı yer ve tarih 4. Sayfa sayısı B. ROMANDAKİ OLAYIN İNCELENMESİ 1. Olay örgüsü a) Ana olay b) Yan olaylar c) Bu olayların işleniş biçimi, önem sırası ve birbirlerine bağlanışları 2. Olaylardaki kişiler, kişilerin fiziksel ve ruhsal özellikleri a) Asıl kişiler (kahramanlar) b) Yardımcı kişiler 3. Olayların geçtiği yerler • Olay nerede veya nerelerde geçmektedir? Buraların belli başlı özellikleri nelerdir? • Olay ortaya konulurken yer, nasıl ele alınmaktadır? 4. Olayların meydana geldiği zaman • Olayın akışında zaman, belli bir düzenlilik içerisinde mi sunulmaktadır? • Kişilerin özellikleri ve sosyal yaşam, olayın geçtiği dönemle ilgili izler taşımakta mıdır? 5. Olayları anlatan kişi (anlatıcı): Yapıttaki olaylar aşağıdaki anlatıcılardan hangisinin bakış açısıyla anlatılmıştır? • İlâhî Bakış Açısı: Edebî metinlerde kullanılan en eski yöntemdir. Bu yöntemde sınırsız bir bakış açısı vardır. Anlatıcı, Hikâyede anlatılanların tamamını bilen bir varlıktır. Kahramanların gizli konuşmalarını, kafalarından ve gönüllerinden geçeni anlatır. Zaman zaman kendi yorumlarını ekleyebilir, açıklamalarda ve yargılarda bulunabilir. Hikâyede ne kadar kişi varsa her birinin açısından olayları ayrı ayrı görmemiz sağlanır. Hikâyeyi kimi zaman hızlandırma, kimi zaman da yavaşlatma olanağı vardır. • Kahraman Anlatıcının Bakış Açısı: Bu yöntemde olayı anlatan "ben" vardır. Bu ben, Hikâyenin kahramanı olabileceği gibi tanık ya da gözlemcisi olabilir. Olayları anlatan kişinin bilgisi, deneyimi, algılama ve yorumlama yeteneğiyle sınırlıdır. Olaylar ancak anlatıcının başından geçtiği ya da gözüyle gördüğü (tanık olduğu) biçimiyle anlatıldığından inandırıcılığı yüksektir. • Gözlemci Anlatıcının Bakış Açısı: Bu yöntemde olaylar dışarıdan görüldüğü biçimiyle nesnel bir tarzda aktarılır. Olaylar bize anlatılmıyor da kişinin gözünün önünde oluyormuş izlenimi verilir. Kişilerin duygu ve düşünceleri eylemlerinden çıkartılır. Kişiler ve iç dünyaları ile ilgili kendi söyledikleri ve davranışlarını dikkatle izleyerek bir fikir sahibi olunabilir. 6. Romanın dil ve anlatım özellikleri • Eserin dili anlaşılır nitelikte midir? • Yazar, sözcükleri kullanırken seçici davranmış mıdır? • Yazar, konuşmalarda ve anlatımlarda dili nasıl kullanmaktadır? • Yazarın dil ve anlatımı, yaşadığı dönemle uygunluk göstermekte midir?... 7. Romanın türü: Romanlar konularına göre toplumsal roman, tarihi roman, aşk romanı, felsefi roman vb. türlere ayrılır. Okuduğunuz romanın bunların hangisine dahil olduğunu nedenleriyle birlikte saptamaya çalışmanız faydalı olacaktır. 8. Romanın ana iletisi ve yan iletileri: • Yazar, kitabında anlattıklarıyla okuyucuya hangi mesajı iletmek istemiştir? • Bu mesajı hangi yöntemlerle iletmeye çalışmıştır? • İleti özellikle hangi bölümlerde öne çıkarılmıştır? • Yan iletiler nelerdir?... C. YAZARIN HAYATI, SANATI VE ESERLERİ HAKKINDA KISA BİLGİ • Yazarın yaşamı, edebi kişiliği, zihniyeti, yaşam felsefesi vb. özellikleriyle yapıt arasında ilişki kurulabiliyor mu? D. YAPITTAN ALINTILAR: Okuduğunuz kitaptan, yukarıda sıraladığımız unsurları iyi örnekleyebilecek bölümler gördükçe işaretlemeniz ve daha sonra derste yapılan incelemelerde, extended essay yazım aşamanızda bunları alıntılamanız size büyük kolaylık sağlayacaktır. E. KİŞİSEL NOTLAR: Kitabı yukarıdaki ölçütlere göre okuduğunuz sırada bu ölçütlere dair tespitlerinizi kullanışlı bir not defterine yazmanız bir zorunluluktur. Daha sonra aldığınız bu notlar kişisel portfolyonuzda yer alacaktır. Zaten özellikle essay yazımında bu notların size çok yardımı olacaktır. D. KAYNAKÇA: Kitapla ilgili okuduğunuz inceleme yazıları, eleştiriler, makaleleri başlık, yazar, yayım yeri – yılı gibi bilgileriyle birlikte kaydetmeniz gerekmektedir. Bu yönergenin çalışmalarınızı kolaylaştıracağını umuyor iyi okumalar diliyoruz.

EDEBİ METİN İNCELERKEN AĞIRLIKLI OLARAK KULLANILAN TERİMLER VE AÇIKLAMALARI

İLETİŞİM ÖGELERİ:

- BAĞLAM (= gönderge): Ögeler arasındaki ilişkinin gerçekleştiği ortam. İletinin kaynaklandığı, çıkış noktası olan gerçekliği ifade eder.

  • DİL İÇİ GÖNDERGE: Metnin kurmaca gerçeği içindeki göndergedir. Örn: Kurmaca metindeki, ben, Murat, burası, şimdi, o zaman v.b gibi sözlerin göndergesi dil içidir.
  • DİL DIŞI GÖNDERGE: Metnin kurmaca gerçeği içinde kullanılan; ama dış dünyada karşılığı olan göndergedir. Örn. 19 Mayıs, Attila İlhan, Berke Vardar gibi kavramların dış gerçeklikte göndergeleri vardır.

- İLETİ: Gönderilmek istenen bilgi, düşünce, duygu ve benzerinin kod olarak kullanılan araçla şifrelenmesi.

- KOD (= şifre) İletinin oluşmasında kullanılan malzeme. (beden dili, görsel dil, yazılı dil vs. gibi)

- ALICI: İletinin gönderildiği kişi. İletinin hedefi.

- VERİCİ (= Gönderici): İletiyi hazırlayan, gönderen kişi.

- KANAL: İletinin göndericiden alıcıya ulaştığı yol, araç. ( Örneğin, ileti konuşma yoluyla gönderiliyorsa, kanal havadır.)

“Evler” şiirinin iletişim öğelerinin belirlenmesi:

Gönderici: Behçet Necatigil

Alıcı: Okur

Kod: Yazılı Dil-Türkçe (burada aynı zamanda şiir dili düşünülmelidir.)

Bağlam: Ev-Kültür-İnsan İlişkisi

İleti: Evler hem fiziksel mekanlar olarak hem de içlerinde yaşananlar olarak değişen kültüre koşut olarak değişim yaşamışlardır. Evler modern insanın sığınaklarıdır ve insanlığın gizlerini hem biçimsel yönüyle hem de “yuva” olması yönüyle barındırırlar.

- GÖSTERGE: Bir başka şeyin yerini tutabilen, kendi dışında bir anlam belirten her çeşit nesne, biçim, olgu ve görünüştür. (Aslında anlamı olan her şey göstergedir, diyebiliriz. Örn: Trafik işaretleri, el işareti, herhangi bir renk (örneğin kırmızının erotizmi, aşkı simgelemesi...)

- GÖSTEREN: Bir kavramın ses düzeyindeki ifadesidir. Örn. K.E.D.İ sesleri

kavramının gösterenidir. (GÖSTEREN İLE GÖSTERİLEN ARASINDAKİ İLİŞKİ NEDENSİZDİR. ÖYLE OLMASAYDI AYNI GÖSTERGEYE İNGİLİZCE’DE “CAT” DENEMEZDİ.)

- GÖSTERİLEN: Kavramın temel, yan, mecaz, çağrışımsal v.b anlam alanını ifade eder; yani kavram söylendiğinde zihnimizde canlanan tasarısıdır.

Örn: Kedi göstergesi için canlı, tüylü, sevimli, nankör, tırmalar, Therese Raquin, Van v.b..

Dilbilimde; gösterge, gösteren, gösterilen ilişkisi şöyle bir formülle ifade edilir:

GÖSTEREN K.E.D.İ (harf topluluğu)

GÖSTERGE= ------KEDİ-----

GÖSTERİLEN canlı, tüylü, hayvan, fare yer, sevimli, tırmalar, Therese Raquin.....

- SİMGE: Benzerlik ve uzlaşma ilişkisiyle soyut tek bir gösterilene göndermede bulunan görsel biçim. Beyaz güvercinin barışı simgelemesi, yılanın düşmanlığı simgelemesi gibi. (simgede sözcük söylenince herkes aynı anlamı (gösterileni) düşünür.)

- İMGE: Bir sanatçının beş duyu organımızdan birine dönük olarak kendine özgü bağdaştırmalarıdır. (imgenin anlamı bir çırpıda açığa çıkmaz ve herkes bir anda aynı şeyi düşünmez. Örn: “gökteki demir çiviler” söyleyişinde metnin bağlamına bakıldığında şairin gökteki demir çivi imgesi ile yıldızı imlediği görülmektedir.)

- UZAM: Bir kişi ya da nesnenin uzayda kapladığı yer. Eleştirilerde bu kavramı şu alt başlıklarla görebiliyoruz:

      • İç uzam: Oturma odası
      • Dış uzam: Bahçe, sokak vb.
      • Özel uzam: Yatak odası
      • Kapsayan uzam: Türkiye, Ankara...
      • Gerçek uzam/ kurmaca uzam
      • Aileye ait uzam/ yabancı uzam
      • ....

BİR METİN İNCELENİRKEN AŞAĞIDA ÖRNEKLENMİŞ SÖZCÜKLERİN BENZERLERİ UZAM BELİRTEN SÖZCÜKLER OLARAK DEĞERLENDİRİLİR:

  1. Ankara, Doğu Anadolu, Paris, Ümit Burnu vb.
  2. şehir, cadde, sokak, dağ, deniz, orman vb.
  3. büyük bir şehir, geniş bir cadde vb. sıfatlar
  4. önünde, arkasında, sağında, solunda vb. yön belirten sözcükler
  5. Devinim ya da devinimsizlik bildiren eylemler de uzam sözcüğüdür. Örn: Otobüse bindiler. Dağcılar tırmanmaktan yoruldu. vb.

- İZLEK: Birbirini bütünleyen iki anlamda kullanıyoruz. Biri “tema”ya karşılık gelir. Bir de romanda, öyküde ya da şiirde temayı belirgin kılmak için tekrarlanarak kullanılan nesne, söz, olgu vb. olabilir. Örn: ölüm izleği (bu izleği ön plana çıkarmak için bir renkten, bir nesneden yararlanılabilir.), kapı izleği....

- MOTİF: Kalıplaşmış biçimde tekrarlanan ögedir. Örn: Tanzimat romanında, iki erkeğin aynı kadına aşık olması yoluyla ortaya çıkan üçlü aşk ilişkisi bir motifdir.

- DUYGU DEĞERİ: Sözcüğün çağrışımsal anlamının (metin bağlamında değerlendirildiğinde tabii.) okurda bıraktığı etkidir. Örn. “ deniz” sözcüğü ben sevdiğim bir insanı boğularak yitirmişsem benim için esenliksiz; ama metinde esenlikli anlamda kullanılmış olabilir. Okurun kişisel duyguları değil, metnin sunduğu çağrışım esas alınmalıdır.

  • ESENLİKLİ DUYGU DEĞERİ: Olumlu çağrışımları olan kavramlardır.
  • ESENLİKSİZ DUYGU DEĞERİ: Olumsuz çağrışımları olan kavramlardır.

Örn: Bir metinde “beyaz” aydınlığı, ferahı imliyorsa esenlikli duygu değerine; “ölüm beyazlığını, solgunluğu” imliyorsa esenliksiz duygu değerine sahiptir, deriz.

- BİLİNÇ AKIŞI TEKNİĞİ: Roman, öykü, anlatı gibi kurmacasal türlerde insanı, düşüncelerinin dümdüz akışı içinde değil; düşleri, izlenimleri, iç dünyası ve bilinçaltıyla yansıtmak için başvurulan yoldur.

- ELEŞTİRİ: Bir yapıtın özünü, yapısını anlatan, onun değerli ve değersiz yönlerini ortaya çıkartan, yapıldığı toplumun düşünce gelişimi içindeki yerini örneklere dayandırarak yapan yazı. -ELEŞTİREL GERÇEKLİK: Toplumsal gerçekleri eleştirel bir yaklaşımla ele alan, insanı toplumsal ilişkileriyle yansıtmaya amaçlayan edebiyat yönelmesidir.

- GERİYE DÖNÜŞ YÖNTEMİ: Bir eserde olayların zaman sırasını bozarak geçmiş bir zamana ya da olaya dönme yolu.

-OLAY ÖRGÜSÜ: yazılı yapıtlarda, özellikle olay öyküsünde ve romanda, olayların neden-sonuç ilişkisiyle birbirine bağlanması tekniği, olay örgüsünü oluşturur. "kraliçe öldü, ardından kral da öldü." derseniz, olayları art arda sıralamış olursunuz; "kraliçe öldü, ardından üzüntüsünden kral da öldü." derseniz, bir olay örgüsü oluşturursunuz. olay örgüsü, yazar tarafından yapıtın bölümlendirilmesiyle belirlenebileceği gibi, her okur kendi olay örgüsü mantığını kurma hakkına da sahiptir. çokkatmanlı yapıtlarda (özellikle modernist ve sonrası romanda) olay örgüsünü kendine göre "okuyan" kişi, yapıtın yeniden kurgulanmasında da pay sahibi olur.