24 Şubat 2008

ANLATIMIN UNSURLARI

1- TEMA: Bir konuşmada ya da yazılı metinde işlenen genel konudur. Birkaç sözcükle ifade edilir. Aşağıdaki metnin temasını belirlemeye çalışalım: .....Küçük şelalelerin altında akan sessiz, derin, mavi. Kaybolan kanyonun içindeki küçücük hayat. Ne kadar da güzel oluyor güneşle birleşince. Sonra soğuyor. Çiçeklerin üzerinden geçerken derin bir acı veriyor. Hayatın, yaşamın acısı. İstanbul' u solumak gibi, duyarlı bir acı. Solumak, hem de İstanbul'u. Bir kaktüsün arkasındaki kum taneleri gibi sonsuz benim için. Her nefes alışımda hayat, her verişimde ise ölümü hissettiriyor bana. Herkes vapurun peşinde yarışan martılar gibi. Yarışıyorlar, yoruluyorlar ama farkında bile değiller. Ucuz bir hamalım ben İstanbul' da. Hem de bedavaya çalışıyorum. İstanbul' u soluyorum. Erik ağacının meyvesi olmak istedim belki de ilkbahar aylarında. Ama ben sonbaharı severim. Sonbaharlar çok farklıdır İstanbul' da. Hüzünlenmiş ağaçların yapraklarını bırakmak istemeyişi, rüzgarların tanrıyı ispat edercesine esmeleri, bir ayrıdır İstanbul'da. Ve insanlar, onların hüzünleri de adam gibidir İstanbul' da.Yağmura inat gizli gözyaşları.İstanbul' u soluyorum. Eninde sonunda hepimiz kaybedeniz İstanbul' da. Yalnız ve yorgun. Sarhoş ve umutsuz. Fakat aşk var İstanbul' da. Herkesi seviyor, herkesi kıskanıyor. Bir arının güzel bir çiçeğe kıyamayışı gibi. Herkesin vazgeçilmez aşkı. İSTANBUL.. İstanbul'u soluyorum….. Metni okuduğumuzda yazarın yoğun olarak İstanbul’dan, İstanbul sevgisinden söz etiğini görüyoruz. Dolayısıyla bu metnin teması “İstanbul” ya da “İstanbul sevgisi” şeklinde ifade edilebilir. Şiirde tema, şiirin geneline hakim olan “ana duygu” şeklinde tanımlanır. Şimdi de bir şiirin temasını beirlemeye çalışalım: ….. Ölümü düşünüyorum O büyük yalnızlık içindeyim Kulaklarımda duymadığım bir musiki Kaskatı kesilmişim, kalbim durmuş Artık hiç bir şeyi görmüyor gözlerim İçimde ne bir umut, ne yasama zevki Elim, ayağım buz gibi olmuş Olumu düşünüyorum Kulaklarımda duymadığım bir musiki….. (Ümit Yaşar Oğuzcan) Şairin şiirinde ölümden söz ettiğini görüyoruz. Şiirin temasına “ölüm” ya da ölüm korkusu denebilir. 2- KONU: En kısa tanımıyla, üzerinde söz söylenen, konuşulan, yazı yazılan her şey “konu”dur. Günlük hayatımızı göz önüne getirirsek uykuda olmak gibi zamanların doşında ya okur, ya dinler, ya konuşur ya da düşünürüz. Her dört halde de bir konuyla karşı karşıyayız demektir. Çünkü okuduğumuz yazının, dinlediğimiz yahut yaptığımız konuşmanın, kafamızdan geçen düşüncelerin mutlaka bir konusu vardır. Dersimiz açısından “konu” yu şöyle tanımlayabiliriz: Konu; bir yazı da konuşmada ele alınan düşünce, olay, durum ya da problemdir. Herhangi bir yazı ya da konuşma için bir konu seçmemiz istenirse şu noktalara dikkat etmeliyiz: a) Konu, açık, anlaşılır ve inandırıcı olmalıdır. b) Konu, toplumun büyük bir bölümünün, hiç değilse bir kesiminin, sınıf için hazırlanacaksa öğrencilerin ilgisini çekecek nitelikte olmalıdır. c) Konu, eğiticilik, öğreticilik niteliği taşımalıdır. d) Konu, toplumun değer, norm ve sosyal control unsurlarına ters düşmemelidir. e) Konu, duygu, düşünce ve hayallerle zenginleştirilmeye uygun olmalıdır. f) Konu, onu işleyecek kişinin birikimlerini, yeteneklerini rahatça kullanabilmesine olanak tanımalıdır. g) Konu, bir mesajı iletmeye uygun olmalı, yani bir amaca hizmet etmelidir. h) Konu, yeni, özgün (orijinal) şeyler söylemeye uygun olmalıdır. Konu seçiminde konumuzu sınırlandırmamız çok önemlidir. “Konuyu sınırlandırma” yı “Anlatıma hazırlık” konusunda ayrıntılarıyla işlemiştik. Yukarıda temasını bulduğumuz metnin konusunu belirleyelim: .....Küçük şelalelerin altında akan sessiz, derin, mavi. Kaybolan kanyonun içindeki küçücük hayat. Ne kadar da güzel oluyor güneşle birleşince. Sonra soğuyor. Çiçeklerin üzerinden geçerken derin bir acı veriyor. Hayatın, yaşamın acısı. İstanbul' u solumak gibi, duyarlı bir acı. Solumak, hem de İstanbul'u. Bir kaktüsün arkasındaki kum taneleri gibi sonsuz benim için. Her nefes alışımda hayat, her verişimde ise ölümü hissettiriyor bana. Herkes vapurun peşinde yarışan martılar gibi. Yarışıyorlar, yoruluyorlar ama farkında bile değiller. Ucuz bir hamalım ben İstanbul' da. Hem de bedavaya çalışıyorum. İstanbul' u soluyorum. Erik ağacının meyvesi olmak istedim belki de ilkbahar aylarında. Ama ben sonbaharı severim. Sonbaharlar çok farklıdır İstanbul' da. Hüzünlenmiş ağaçların yapraklarını bırakmak istemeyişi, rüzgarların tanrıyı ispat edercesine esmeleri, bir ayrıdır İstanbul'da. Ve insanlar, onların hüzünleri de adam gibidir İstanbul' da.Yağmura inat gizli gözyaşları.İstanbul' u soluyorum. Eninde sonunda hepimiz kaybedeniz İstanbul' da. Yalnız ve yorgun. Sarhoş ve umutsuz. Fakat aşk var İstanbul' da. Herkesi seviyor, herkesi kıskanıyor. Bir arının güzel bir çiçeğe kıyamayışı gibi. Herkesin vazgeçilmez aşkı. İSTANBUL. İstanbul'u soluyorum….. *** Bir yapıtın konusu mutlaka bir cümle halinde ifade etmeliyiz. *** Bir yapıtın konusu farklı şekillerde ifade edilebilir. Buna gore yukarıdaki metnin konusu: · Yazar, İstanbul’u, İstanbul’da yaşamayı, İstanbul’daki insanların durumunu lirik bir anlatımla işlemiştir. · Bu parçada İstanbul betimlenmiş, İstanbul sevgisi ve İstanbul’da yaşayan insanlar anlatılmıştır….. 3- ANA DÜŞÜNCE: Yapılan her konuşmanın, yazılan her yazının mutlaka bir amacı vardır. Ana düşünceye yazının ya da konuşmanın özü diyebiliriz. Biz de bir yazıyı yazmaya, bir konuşmayı hazırlamaya başlamadan önce amacımızı belirlemeliyiz. Yazı ya da konuşmadaki diğer düşünceler (yardımcı düşünceler), ana düşünceye dayanır ve onu destekler. Ana düşünce cümlesi yazı ya da konuşma metni hazırlanmadan önce belirlenmelidir. Ana Düşünce Cümlesinin Özellikleri: a) Yazarın amacını belirleyen cümledir. Yazarın amacının ve bakış açısının bileşiminden oluşur. b) Ana düşünce cümlesi konu değildir. O konu hakkındaki düşüncemizdir. Öyleyse ana düşünce cümlesi yazarın iletmek istediği mesaj (ileti) olmalıdır. c) Açık ve özlü bir cümle olmalıdır. Net bir yargı bildirmelidir. Başka yorumlara yol açmamalıdır. d) Tartışmaya, açıklama yapmaya, örnek vermeye, ispata, neden-sonuç bağlantıları kurmaya açık olmalıdır. *** “Türkiye’de son yıllarda televizyon sayısı hızla artmıştır.” Cümlesi bir ana düşünce cümlesi olamaz. Çünkü bu cümle tartışmaya, yorumlamaya, neden-sonuç ilişkisi kurmaya elverişli değildir. Bu sorulara verilecek yanıt ana düşünce değil konudur. *** “Televizyon iyi kullanıldığında, ulusal birlik ve bütünlüğümüzün korunmasında önemli rol oynayabilir.” Cümlesinde amaç bellidir. Fikir, açık ve anlaşılır bir şekilde ifade edilmiştir. Açıklama yapmamıza, karşılaştırmalara, örnekler vermemize vb. elverişlidir. Dolayısıyla bir ana düşünce cümlesi olabilir.

Hiç yorum yok: