21 Ekim 2009

2009 CEVDET KUDRET EDEBİYAT ÖDÜLÜ İRFAN YALÇIN'IN


Cevdet Kudret Edebiyat Ödülleri, yazarın ürün verdiği, şiir, roman, öykü, deneme-inceleme-araştırma ve tiyatro dallarında her yıl dönüşümlü olarak veriliyor.
Cevdet Kudret Edebiyat Ödülleri'nin, Oya Baydar, Yıldız Ecevit, Semih Gümüş, Handan İnci ve Hasan Ali Toptaş’dan oluşan ‘ROMAN’ dalı Seçiciler Kurulu, 2009 yılı ROMAN ödülü'nün Yorgun Sevda adlı kitabı ile İrfan Yalçın’a verilmesine oybirliği ile karar vermiştir. İrfan Yalçın, edebiyat sanatının ne olduğunun bilincinde, romanın öykü anlatmaktan oluşmadığının farkında bir yazar olduğu, Yorgun Sevda adlı romanında, dili kullanışındaki şiirselliği ve yetkinliği; romanının çarpıcı konusu; kurgudaki başarısı; gündelik gerçekliği bütün boyutları ve sertliğiyle, sanki gerçek dışıymışçasına aktarma hüneri; fazlalıklar ve gereksiz süsler taşımayan, zorlama biçim arayışlarına girmeyen yalın anlatımı; çağımız insanının ‘yabancılaşma’ ve ‘yalnızlık gibi evrensel sorunlarını çarpıcı imgelerle biçimlendirmesi; onu, ‘acı’nın elle tutulur duruma geldiği bir ‘ağıt’a dönüştürmesi; ve roman sanatının birikmiş tecrübelerini içeren ustalığı nedeniyle Ödül’e değer bulunmuştur.
Cevdet Kudret Edebiyat Ödülleri Töreni, 31 Ekim Cumartesi günü, saat 15:00’te TÜYAP Kitap Fuarı’nda Kınalıada Salonu’nda yapılacaktır.
Tören’de, Oya Baydar, Y. Hakan Erdem ve Özgür Gökmen’in katılacakları, Handan İnci ‘nin yöneteceği ‘Edebiyatın Tanıklığında Yakın Tarihimiz’ konulu bir de panel yer alacaktır.



YORGUN SEVDA
İrfan Yalçın’ın ülkemizin yakın geçmişini bireyler üzerinden şiirsel bir dille anlattığı romanı Yorgun Sevda adlı romanı psikolojik temelleri olan bir yapıt.
 Çocukluk  
İrfan Yalçın, Yorgun Sevda’da kahramanlarının çocukluklarına gidiyor.  Sonlara doğru kendini  Reşat Nuri’nin Çalıkuşu’ndaki Feride’si gibi duyumsayan kahramanın bakmakla yükümlü olduğu ‘Afrika Canavarı’ lakaplı Hüseyin’in de çocuksu özellikleri olduğunu görüyoruz. Bugünlerini değerlendirmek için bir yerde zorunluluk gibi görüyor. Karşımıza çocuk, anne ve baba çıkıyor, çevre etkeninin yanında.
 Şiddet
Yapıt başından sonuna kadar şiddet gerçeğinin altını çizmektedir. Toplumda yaygın olan şiddeti eşeğini asan adam, öperek dönmek, sevdiğinden dövmek, katil baba, hayvan cinayetleri, çocukluğun doğranması, işkence, darağacı… gibi örneklerle verildiğini görüyoruz.
 “Uç uca çakılmış üç direğin birleştiği noktadan sarkan kalın bir ipin ucundaki ufak tefek bir adamın yüzü, bir sağa bir sola dönüyor rüzgardan; dili bir karış dışarıda.” (s.76)
 Aile içi şiddet, yapıttaki kahramanların gelecekteki yaşantılarına yansıyan çocukluğuna bağlı olarak irdelediği bir izlek.
İletişimsizlik
 Yapıt, kahramanın ‘annesinin dış dünyayla ilşkilerini koparmış gibi yaşıyor olması,’ ve “ağaçlarla konuşan kız”la iletişimsizliği anlatmak için kahramanın ruhsal durumunu verdiği ‘içindeki ışığın sönmesi,’ ‘gözlerinde karanlık orman saklanması,’ ‘yağan sessizlik,’ ‘boğulmanın içinde olması’… gibi tümceler öne çıkıyor.
 Tarih
Yazar-anlatıcı-kahraman arasında zaman zaman çekişmelerin de yaşandığını görüyoruz. Kahramanla yazarın ortak yönlerinin çıkıyor. Sonlara doğru kahramanın ağırlığının azaldığını gördüğümüz romanda ülkemizin yakın tarihinden izler buluyoruz. İdamlar, 1978 olayları ve sonrası…
Şiirsel bir dil kullanılan romanda imgelerle anlatmış geçmişte yaşanılanları. İstanbul’un 78’li yıllarını hayvan gibi solumasına benzetmesini insan için de söyleyebiliriz. Çünkü terör ortamında insanın da rahat nefes alacağını düşünemeyiz.
 İyi bir yapıtta olması gereken kurgu ve dil sağlamlığına sahip İrfan Yalçın’ın Yorgun Sevda adlı romanı Türk edebiyatına güzel bir armağandır.


 Kaynak: www.enfantine.bloguez.com

Hiç yorum yok: